Kıl dönmesi hastalığı toplumda sıkça karşılaşılan , tıp ilminde kıl yuvası (Resim 1) anlamına gelen pilonidal sinüs, pilonidal kist veya sakral dermoid kist olarak isimlendirilen , özellikle genç (15 ve 30 yaş arası en sık) ,erkek (hastaların % 80’i) , zayıf vücut hijyeni olan ,aşırı terlemesi olan , uzun süreli oturan, doğum yarığı derin olan ve kıl yapısı itibarı ile sert ve sayı olarak fazla olan kişileri daha çok etkileyen kuyruk sokumunda (Resim 2-3–4-5) , iki kalçanın birleşim yerinde , anüsün 4-5 cm üst tarafında cilt altında görülen içerisinde kıl, iltihabi içerik ve sıvı içeren,hastalarda ağrı kirli sarı-yeşil renkte akıntıya yol açan (Resim 6) , bazende kendini otururken dahi şiddetli ağrı ile karakterize olan abseye (Resim 7) yol açan kistik bir hastalıktır. Toplumumuz da görülme sıklığı ortalama % 8-10 civarında değişirken batılı toplumlarda % 1 civarında olabilir. Erkeklerin ortalama % 1’inde yaşamları boyunca kıl dönmesi hastalığı görülmektedir. Akdeniz bölgesinde sık olarak rastlanmaktadır. Afrika bölgesinde nadiren görülür. Ülkemizde ve bulunduğumuz coğrafya da sık görülmesi kıl yapısı ve sayısının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Genellikle kolayca tedavi edilebilir ve yüz güldürücü bir iyileşme taşımasına rağmen, bazı hastalarda yara iyileşmesi sürecindeki problemler ve /veya hastalığın tekrarlaması (nüks) meydana gelir. Kıl dönmesi hastalığı kişinin hareketliliğin kısıtlanmasına ve yaşam kalitesinin bozulmasına neden olur. Uluslararası olarak kıl dönmesi hakkında çok şey yazılmıştır, ancak hala hastalığa yol açan kesin nedenin ne olduğu ve en uygun tedavinin ne olduğu hakkında ortak bir fikirbirliği yoktur. Vücudun başka kısımlarında da örneğin yüz, ense, göbek içi ,saçlı deri, parmak arası gibi (Resim 8-9-10) yerlerde kıl dönmesi hastalığı görülebilir. Ancak kıl dönmesi hastalarının tamamına yakını kuyruk sokumunda görülmektedir.